Dün akşam The Philadelphia Story'yi izleyerek, çok keyifli vakit geçirdim :)
Tüm gün regl sancıları içinde kıvrandıktan sonra, mucize ilaç Buscopan'a direnmemin daha fazla anlamı olmayacağını düşünerek (itiraf etmeliyim ki muhteşem bir havayı kaçırmanın korkusu da vardı içimde) bir tane höpletip, Tara'yı aradım ve kendimi dışarı attım. İyi ki de atmışım!
AIMA ( Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi, http://www.ayvalik-music.com/ ) düzenli olarak film gösterimleri düzenliyor. Tara'nın daveti ile gittiğim bu filmde, film başlamadan önce bana ısmarladığı bir kadeh kırmızı şarap ile terasta adalara doğru gün batımını izlemenin tadı çok başkaydı :) Mutlu olacağım bir kaç saatin sinyallerini orada aldım :)
''The Philadelphia Story'' oldukça eski bir film, bir kaç kez de farklı oyuncularla çekilmiş. Bizim izlediğimiz 1940 yapımı, Cary Grant, Katharine Hepburn ve James Stewart'ın oynadığı idi. Trailer'ı izlemek isteyenler için link http://www.imdb.com/video/screenplay/vi648348953/
Genellikle eski filmlerde içi sıkılan ben, bu filmde çok çok eğlendim ve çok güldüm. Favorim evin küçük kızı Dinah :) Film, zengin bir kadının ikinci evliliğinin hazırlığını yaparken, eski kocasının ve iki gazetecinin işin içine girmesiyle kendini ve yaşamını tanımasını anlatıyor.
İzlemenizi öneriyorum :) Görmemek kayıp olurmuş.