24 Ağustos 2008 Pazar

İmece Evi'nde Hayat...


Keyifli mi keyifli… Doğal mı doğal… Sıcak mı sıcak… Rahat mı rahat… Var mı istediğimiz başka bir şey? :)
İmece evine gideceğini sizlerle paylaşmıştı Gez’inti’ hanım, web sitesini de vermişti merak edenler bakabilsinler diye… Şimdi de kensinden bir iki kelam alalim ;)
İmece Evi, soyutlanmış gerçek bir güzellik… İnsan orada kısa da olsa zaman geçirince, fark ediyor ve birkez daha inanıyor ki doğa ile barış içinde yaşamak hem mümkün hem de çok daha keyifli… Üstelik üstün çabalara da gerek yok bunun için. Herşeyi bize kendisi sunuyor zaten doğanın. İkinci bir farkındalık ise şehirde yaşarken ya da yaşar gibi yaparken (ihtiyacımızdan) ne kadar çok tükettiğimiz. Çok fazla alışveriş merkezi gezmeyen ve hazır yemek tüketmekten kaçınan biri olmama rağmen, kendimi ne çok zehirlediğimi fark ettim İstanbul’da. Bu duruma mahkum muyum, pek emin değilim… Biz dönelim en iyisi İmece Evi’ne.
Dostlar, burada organik tarım yapılıyor, fasulyesi, fotoğrafta görebileceğiniz börülcesi, nanesi, domatesi, marulu, salatalığı hep organik tarım ile yetiştiriliyor. Köylülerden öğrenmiş İsmail abi. İsmail abi de 1999 yılında hayatını değiştirme kararı alarak, İstanbul’dan İmece Evi’ne taşınmış, bugün koca çiftliği çeviren kişi. Düzenli olarak ona destek olmak için yakın köyden Yazgülü abla ile bir abi geliyor.


Keçiler, koyunlar, tavuklar, ördekler yetiştiriliyor çiftlikte. Yumurtalar taze yani! ;)
Hiç çöp çıkmıyor İmece Evi’nde! Misafirlere de sıkı sıkı tembihliyor İsmail abi, gelirken plastik poşetlerinizi bırakıp gelin diye… Yemek artiklarimiz keçilerin ve tavuklarin yemekleri, zeytin ve karpuz çekirdeklerimiz takı malzemeleri olarak kullanılıyor. Aynı zamada bira, soda kapakları gibi kapaklar da takı veya müzik aleti malzemesi :)
İmece Evi'ni hiç boş bırakmayan misafirlere yetmiyor tabi yetiştirilenler. Yakın köylerden satın alıyor İsmail abi, sebzeyi meyveyi…
Denizi de bir güzel ki sormayın, insanın hiç çıkası gelmiyor. Ege, malum…


Yorulunca çardaklara uzanmak veya bir hamakta kitap okumak günün en keyifli aktivitelerinden…

Küçük ahşap evlerde kalıyoruz. Sevgilim ve ben, beyaz evde idik :)Fotoğrafta görebilirsiniz kendisini…


Her akşam, bir kişi ilglendiği herhangi bir konu ile ilgili bir atölye düzenliyor ve katılmak isteyen kişilerle atölye gerçekleştiriliyor.
Bu kadar ballandıra ballandıra anlattıktan sonra, İsmail abinin üzerine basa basa söylediği şeyi yazmadan geçemeyeceğim. İmece Evi, bir turistik tesis değil. Yani oraya gidince, yemek, bulaşık, çamaşır, temizlik, bahçelerin sulanması hep gönüllü olarak yapmayı kabul ederek geldiğimiz şeyler. Dolayısıyla yan gelip yatma durumu yok burada :)
Altinda yatan şey ise hem imece, birlikte yaşamı mümkün kılmak hem de aslında bu çiftlik bir araç olarak kurulmuş Aslında ekoköy kurmak isteyenlerin birbirlerini bulabilmesi amacı ile belirli bir süre için var. Ekoköy ekibi netleşip, harekete geçtikleri zaman İmece Evi’de bizlere veda edecek gibi görünüyor, en azından şimdilik…
Hayatını değiştirmek isteyenlere, İmece Evi temelli yaşamak için, kısa bir süre için ekolojik bir yaşam sürme özlemi duyanlara ise 4-5 gün geçirmek için kapılarını sonuna kadar açmış durumda!
Unutmadan, insanların yüzü hep gülüyor İmece Evi’nde!







1 yorum:

nox dedi ki...

http://www.imeceevi.org/
bu da web adresi.
ama kötü haber, ege de kirlenecek, karadenizde; çünkü insan yeşile hassret kaldıkça ve yeşili özledikçe çevresini yertmeyi değil, yeşil çevreye yeni binalar yapmayı seçecek;turizmi saymıyorum bile..
yinede güzel ege