15 Mayıs 2009 Cuma

Çin yolcusu!


Gezinti hanım yarın Çin yolcusu.


Dubai aktarmalı Şangay'a gidiyor! 4,5 + 9,5 saat yolculuk!


Yepyeni yerlere, insanlara, hikayelere merhaba demeye! Tam 2 hafta boyunca! Şangay, Huang Shan dağı, Pekin...


Sevgilisi bekliyor onu orada, en içerde bir yerlerde hissediyor özlemini... Kavuşma heyecanı sardı şimdiden!

İstanbul'da mini giymek

Dün yazın gelmesinin heyecanı ile mini bir elbise giydim.

Altımda uzun kilotlu çorap. Ayakkabı olarak da diz kapağıma kadar çizme. Sıfır makyajla çıktım sokağa. ( sanki her zaman makyaj yapan biriymişim gibi oldu bu cümle de, yüzümde makyaj da yok, bu idi demek istediğim...)

Görünen ne bir ten, ne bir bacak ( etek ve diz kapağım arasındaki, kalın kilotlu çoraplı 4 parmak genişliği saymazsak... )

Otobüse bindim. Binene kadar durakta ayrı taciz, selektörler, kornalar... Noluyor, ne var anlamıyorum, ne hissettiriyor bu size, nasıl bir psikoloji bu? Otobüste oturduğum yerde ayrı taciz, 'çok güzelsiniz, telefon kullanıyor musunuz?' diyor karşımda oturan adam, elimde de telefonum, müzik dinliyorum kendisinden, ters oturmuş giderken yolumu biraz çekilebilir hale getireyim diye. Mal mısın, görmüyor musun elimde telefonumu? Kullanmıyorum, sana cevap vereceksem hiçbirşey kullanmıyorum! Alabilir miymiş telefon numaramı, neden olmasın, ben her önüme gelene dağıtıyorum zaten, başka şeyler de almak ister misin mesela?
İsteyecek misin onları da bir damla cesaret (varsa sende tabi) toplayıp kendinde?
Ben de merak ediyorum,
Beynini kullanıyor musun örneğin?
Kullanmayı düşünüyor musun ömrünün herhangi bir bölümünde?
Telefonumu versem, ne yapacağını bilip bilmediğini de merak ediyorum!
Hayır dediğimde ve sinirden güldüğümde kendini nasıl hissettiğini de merak ediyorum!
Benden sonra, sıradaki taciz edeceğin kadın hangimiz bunu da merak ediyorum!
Sen de birgün bedenin üzerinden tacize uğrarsan ne yapacağını merak ediyorum!
Sorabilir miyim istediğim yerde, istediğim zamanda sana bunları?
Ha aman atlamayayım, ben de bacağına parmaklarımda iki tık tık yapıp, öyle bana bakmanı sağlayacağım... Fırsattan istifade, gördüğüm, öğrendiğim, yaşadığım, bana yaptığın gibi...

Bütün yaz mini giyesim var.

2 günde Bergamo - İtalya!

Geride bıraktığımız pazartesi sabah erkenden İtalya'ya gittim. Bir ödül töreni idi sebebi ziyaretim. Hiç giresim yok içeriğine, keyfim kaçıyor düşündükçe.

2 yıl sonra tekrar İtalya sınırlarına giriyor olmak çok heyecan verici idi. Ayni tadi bulp bulamayacağımın endişesi de vardı haliyle içimde. Bu bir yazarın kitaplarını çok sevip, yeni çıkardığı kitabını hafiften bir korkuyla okumaya başlamak gibi birşey, ya yeterince etkilenmezsem diye...
Herşey çok güzeldi. Esin ile buluştuk, yanıma geldi. Birlikte gezdik, tozduk, pizza yedik, şarap içtik, kocamaaaan dondurmaları mideye indirip üzerine mis gibi kahveler içtik :) Uzun uzun dost sohbetlerini yazmaya bile gerek yok, iyi geldi ikimize de çok... :) Bavulumun içinde koca bir paket çay vardı, memleket özlemi duyan dostlara gitti. Mis gibi içip, bir parça olsun özlem giderebilsinler diye :)

Bazı küçük şehirler, hiçbir kitapta yer almaya layık görülmeseler de, lonely planet kitaplarında 4 günde italya, bir haftada italya bölümlerinde asla ama asla bulamayacak olsak da pek bir güzel, pek bir huzurlular. Ve direkt içine alıyorlar insanı kendi kültürlerinin. Bu anlamda çok mutluydum :)
Nasıl yeşil... En çok bizim memlekette parkların olmamasına üzülüyorum her Avrupa ülkesi seyahatimde. İnsan nasıl da özeniyor, çıplak ayakları ile güneşin altına uzanıp, hafiften şekerleme yapmaya, bikini ile güneşlenmeye, sevgiliye sarılıp uyumaya... Burda bir deneyelim de saniyesinde polisler gelsinler haydi en yakın merkeze ( suçu ne? parkta çıplak (!) uzanmak, toplum ahlakını bozmak...), hatta onlardan önce bir grup maço erkek topluluğu cep telefonları ile fotoğramızı çekmeye ve gözle veya elle tacize başlasınlar!
Neyse güzeldi Bergamo... Italya'ya yolu düşenlere görmelerini tavsiye ediyorum.


Doğası, tarihi ve insanları ile...

10 Mayıs 2009 Pazar

Peruk Takan Kadınlar


isimli kitabı okuyorum şu an.
işte arka yüzünden bilgi...

Peruk Takan Kadınlar

Hostes Leyla, Nevval Sevindi, türbanlı bir öğrenci ve Demet Demir. Bu dört kişinin ortak yanı Türkiye vatandaşı olmaları ve peruk takmaları. Ataman’ın yapıtında kadınlar, ayrı ayrı, nerede, ne zaman, neden, nasıl peruk taktıklarını anlatıyorlar. Ataman, görünüm değiştirmeyi, seçilmiş bir kimliğin yaratımını ya da verili durumdaki bir diğer kimliği maskelemeyi konu alan, bildik bir mecaz olarak işlemiş peruk takma olgusunu. Ama her dört örnek de, kimlik üretiminin genelleştirilmiş ve tarihsel anlamda sabitlenmiş biçimlerinin ötesine taşıyor; izleyiciyi, toplumsal cinsiyet ve devletin uyguladığı acımasız baskı üzerine yeniden düşünmeye çağırıyor
Peruk Takan Kadınlar, film yönetmeni Kutluğ Ataman'ın video görüntüleriyle yaptığı aynı isimli enstalasyonun ham malzemesi olan röportajların kitap formunda sunulmasıyla oluşuyor.
Kitapta röportajların dışında ayrıca Erden Kosova'nın Kutluğ Ataman ile yaptığı söyleşi ve Vasıf Kortun'un "Hakikati Yanlış Yorumlama Hakkı" adlı yazısı da bulunuyor.
Sayfa sayısı: 126ISBN: 975-342-340-3
Basım tarihi: Kasım 2001



8 Mayıs 2009 Cuma