10 Mayıs 2009 Pazar

Peruk Takan Kadınlar


isimli kitabı okuyorum şu an.
işte arka yüzünden bilgi...

Peruk Takan Kadınlar

Hostes Leyla, Nevval Sevindi, türbanlı bir öğrenci ve Demet Demir. Bu dört kişinin ortak yanı Türkiye vatandaşı olmaları ve peruk takmaları. Ataman’ın yapıtında kadınlar, ayrı ayrı, nerede, ne zaman, neden, nasıl peruk taktıklarını anlatıyorlar. Ataman, görünüm değiştirmeyi, seçilmiş bir kimliğin yaratımını ya da verili durumdaki bir diğer kimliği maskelemeyi konu alan, bildik bir mecaz olarak işlemiş peruk takma olgusunu. Ama her dört örnek de, kimlik üretiminin genelleştirilmiş ve tarihsel anlamda sabitlenmiş biçimlerinin ötesine taşıyor; izleyiciyi, toplumsal cinsiyet ve devletin uyguladığı acımasız baskı üzerine yeniden düşünmeye çağırıyor
Peruk Takan Kadınlar, film yönetmeni Kutluğ Ataman'ın video görüntüleriyle yaptığı aynı isimli enstalasyonun ham malzemesi olan röportajların kitap formunda sunulmasıyla oluşuyor.
Kitapta röportajların dışında ayrıca Erden Kosova'nın Kutluğ Ataman ile yaptığı söyleşi ve Vasıf Kortun'un "Hakikati Yanlış Yorumlama Hakkı" adlı yazısı da bulunuyor.
Sayfa sayısı: 126ISBN: 975-342-340-3
Basım tarihi: Kasım 2001



1 yorum:

nox dedi ki...

peki kot pantolan giyemeyen, "biraç açık (ne ..tan bir terim)" giyindiğinde piskolojik baskı gören, 8-10 yaşında başları aile isteği ie örtülen, 7 yaşından büyük yeğenlerin dayıların yanında sort ile gezemediği (adam azacak ya!!!tövbe tövbe) bir Türkiyede sen başını örttüğünde ne sokakta, ne özel iş yerinde, ne GATA'da peruk tak denilir; başını örtmek ile illa ben 'türban' takacam(rahibe kıyafeti) dersen ve siyasallesirse; günün birinde eşi türbanlı olmayanlar devletin bazı kademelerine gelemez, eşi türban takmayanlar ihale alamaz...

Özgürlükte özgürlük, ama iş yerine ben sortla, spor ayakkaıyla gelemiyorum ve bu da devletin baskıcılıgıysa, unutmamalı bizden olanlar olmayanlar, Türkler kürtler, Laikler ve olmayanlar, falanlar filanlar diye ayrımı körükleyenler ne yazık ki onlardan.

El ele tutuşan veya bira içen veya dar giymiş bir Türbanlığı ayıplamam, kendi hayatı ve özgürdür, sayygı duyarım.Ama anlatmakmak istediğim hep kadınlar, hep kadınlar, hep kadınlar üzerinden mesajlar verilip kadın sadece eşya meta olarak algılanıyorsa, ağlaya ağlaya türban taktım diyorsa bir bayan ve Newyorklarda karides yerken dinin müşriflikle ilgili tavsiyesini es geçiyorsa vs...

çok konuştum.herkes özgür e kliseleri aşıp yaftalamamak gerekir derken klişeleşmekten yaftalamaktan uzak durmak gerekir...(cümle böyle bitse de gerekir kelimesi yanlış, tüm gereklilikler gereklilikten başka bir şey değil, gereklilikler gereksize dönüşür )

engin kal