26 Aralık 2009 Cumartesi

Bir Kitabevi ve ben


Ben Bandırma'da büyüdüm, kendimi Bandırmalı hissetmesem de ( hiçbiryerli hissetmeme durumu benimki) tüm ilklerimi o şehirde yaşadım.

Ozan Kitabevi ve dolayısı ile Rahmi abi ile tanışmam da bu ilklere tekabul eder. Benim zamanımda kocaman ( belki ben küçük olduğumdan) bir kitabevi idi Ozan Kitabevi. Bir hafta olmasa diger hafta mutlaka giderdim/giderdik. Kitaplarımızı alır, aybaşında babalarımızın ödeyeceği hesaplara yazdırırdık.

Rahmi abi bize kitaplar önerirdi.. Rahmi abi'nin önerilerine güvenirdik. Her yıl başka kitaplar, yaşımıza göre. Kitapları sevmemi, onlara sığınmayı, inanmayı öğrenmemi annem ve babama olduğu kadar Rahmi abi'ye de borçluyum kuşkusuz.

Yalnızca kitapları değil, sosyal sorumluluk dediğimiz, bugün hayatımın heryerini kaplayan şeyi de aşılamış, ben şimdi farkediyorum. Neredeyse Ozan Kitabevi'ne son gidişimden 10 yıl sonra... Nasıl mı? Unicef'in özel zamanlar için (yılbaşı, doğumgünü) kartlarını, ayılarını getirtirdi, elinde kalmasını göze alarak ve anlatırdı bize.

Muhtemelen hatırlamıyordur Rahmi abi beni, kimbilir kaç çocuğa/gence gösteriyordu bana gösterdiği ilgiyi, samimiyeti. Yine de selam olsun ona buradan...

Her çocuğun ve gencin bir Rahmi abisi, saatlerini geçirebileceği bir kitabevi olması dileğim. Çok içten...

Neden mi gitmiyorum 10 yıldır? Çünkü Ozan Kitabevi, o eski güzel yerini, -1. katta küçücük bir yere taşıdı, taşımak zorunda kaldı.

Üzülüyorum ve kızıyorum, oturduğum yerden evet haklısınız.

Hiç yorum yok: