19 Mayıs 2008 Pazartesi

Akdamar Adası


Gez'inti' hanım, Akdamar Adası'ndaydı bugün. Daha önce de görmüştü ya adayı, o nedenle pek de istekli gitmedi doğrusu. Ama 'yol' olunca mevzuu hayır da diyemedi tabi...


Bizimki bugün suyu görünce bir mutlu oldu bir mutlu oldu ki sormayın! Bir de güneş ayçiçeği gibi açıverince gökyüzünde, vapurla adaya giden gez'inti' hanım, kocaman kocaman gülücükler yolladı gökyüzünde dolaşan kuşlara!


Ermeni kilisesini gezdi sonra. Bol bol söylendi restorasyon diye kiliseye konan metal, cam duvarlara, pencerelere... Ah bu memlekette ne zaman bileceğiz birşeylerin değerini diye diye dolaştı etrafını kilisenin.


Sonra gelip mis gibi bir menemen yedi Kaşıbeyaz'dan çakma Saçıbeyaz Restaurant'ta! :) Uzun uzun sohbetler etti dostlarıyla. Selam olsun burdan onlara!


Ve sabahın erken saatlerinde yeni bir yola çıkmak için hazırlıklarını yapıyor şimdi, başladı pıt pıtlar ufaktan. Eh bir de gidilecek şehir İstanbul olunca, neylesin ki başka?


Dönüyorum mu demeli soranlara, gidiyorum mu bilemedi...


3 gündür yaşadığı şeyler yüreğini sızlattı bol bol, en çok da bugün sızladı.. Son zamanlarda iyice duygusallaştı bizimki, hemen açıyor çeşmeleri sonuna kadar.. Yeni modamız ise burun kemiğinin sızlaması, sık sık bundan şikayet ediyor, sevmiyor bu sızıyı, çok canını acıttığını söylüyor.


Al işte gidesi geldi bile yine! Hiç gelemiyor bu aralar üzerine gelinmesine.. Aman kapatalım konuyu, çeşmeler malum...


gez'inti'


Hiç yorum yok: